Dün Geceden Geri Kalan Peynir Artıkları

Yeni bir gün,cumartesiden daha monoton daha boktan bir pazar sabahı,önümde siz arkamda acımasız testlerim,yanımda bana kötü kötü sırıtan gitarım,yan odada yemek için bana bağıran annem....

Efenim dün gece blogtan çıkmadan önce ışıkları kapatmamışız malumunuz bugün kalınca bir fatura geldi.Artık elbirliği ile ödeyeceğiz(!)

GeleLim fevkalede konumuza...Şİmdi ismini yazmaya uğraşarak sizin sınırlarınızı zorlamayacağım o yüzden hemen başlıyorum.

Gecenin köründe insan bir blog yazmak için zaten olmayan hayalgücü sınırlarını nasıl zorlaya ?
Kapanmak üzere olan gözler,aç mide ama herşeye dayanıklı olan Türk Blog'çusu yılmadan yazar.Bir yere kadar...

Hazır dün Cos(t)'tan bahsetmişken ben söyleyeyim;Hayalgücünün sınırlarını zorlayan yalnızca bir değiliz.

Yalnız Değiliz yani.(Bir korku filmi efekti-Hangisinden olursa ver.)

Tabi bu hayalgücü sabahları gece olduğu gibi zorlanılamıyor.

Ha bu arada yazılarımı okuyan bir tek Gözde Hanımefendi olduğu üçün kendisine birkaç uyarı vermeden duramıyorum.(Bu kısmı sadece o okusun)(Yahu demin başka kimse okumuyor diyen ben değil miydim ?)
Gözdeciğim blogtan çıkmadan kapıyı kapat sonra cereyan yapıyo üşütüyosun.Bir de havaya aldanma sıkı sıkı giyin (!)

Hazır sabah(!) demişken hem gece hem de sabah zorlanılabilen hayalgücüne sözüm;

-Bize de bekleriz efenim.

Önemli büyük ve sonradan EDİT:(sonradan olmasa neden adı edit olsun?)
Sayın RTÜK demin telefon etti.Size tam olarak aktaramayacağım çünkü kalbimin(!) sesinden çıkan küfürlerden dolayı tamamını dinleyemedim.Kesin olan şu; yukarıda gördüğünüz "boktan" kelimesini bir blog daha kullanırsak kırmızı kart görecekmişiz.
Önemli büyük ve sonradan gelen EDİT 2:Bu edit'lerin bizdeki önemi büyük.Bu yüzden okumadan geçmeyin darılırız ha..