3 Haziran 2008 Salı

To be or not To be, Who Am I ?(Olmak ya da olmamak "meselesi")



Gecenin dramatik noktası..

Tam bloga başlamışken İrem'lerin sözünü etmiş olduğu -Avustralya'da tuvalet molas verilecek olanlardan- gezi ertelenmiştir,duyurusunu yapalım dedik.

Efenim,bu gibi anları çok sık yaşamışlığınız vardır.Ortada hayatınızın dahi sözkonusu olduğu bir mesele vardır,asıl mesele;mesele yapmak ya da yapmamak değil,birden fazla mesele yapılacak mesele olmasıdır.

Kısaca meali;Siz bir eşşeksiniz,bir kuyruğunuz var,her ne alametse bu kuyruk sizin dışınızda iki yerden daha çekiliyor.Kendi yolunuzdan vazgeçtiniz,diğerlerine razısınız,ama hangisine?
Birine giderse öteki çekicek,ötekine gidersen biri!?

Hikayenin sonunda yaptıklarından pişman olmuş kuyruksuz eşek modunda o diyar senin,bu diyar ötekinin gezeceksiniz.

Kuyruk,kuyruğa misali yani.Sen onun kuyruğunu çekersen senin kuyruğun da çekilir.
Ama hiçbirimizin kuyruğu olmadığı olmadığına göre biz asıl "mesele"ye dönelim.
Mesele nedir?Subjektif, ya da objektif dürtüler sonucunda magmatik kayacın üzerinde başkalaşım geçiren kuyruklar,zlalalop :S

Kafaya takılabilen her türlü zımbırtıdır mesela.

Peki nasıl kurtuluruz bu meselelerden?

Öncelik o meseleyi mesele yapmamak.Kafaya takmamak yani.(demin değindiğimiz noktaya geri döndük,mesele kafaya takılan herbişedir)

Sonunda ben bu blogu bitiremeyeceğine karar verip 15-16 kez dinlediğim müzik meselelerini kafama takarak hikayeyi mutlu sonla bitireyim o halde.

Hiçbirşey anlamayan saygıdeğer sizlere de benim bir tek açıklama yapmam düşer;
Bu "kuyruk"bitmez efenim.(Hayat "meselesi" yani)

Hiç yorum yok: